bulamadim:( ANAYASA MAHKEMESİ: Savunma Sanayii Başkanlığının Yurt Dışı Teşkilatı Kurmaya Yetkili Olmasının ve Başkanlık Personelinin Cumhurbaşkanı Onayı ile Atanmasının Anayasa’ya Aykırı Olmadığına İlişkin Basın Duyurusu
En son güncellemeler 29 Kasım 2024 iş günü sonunda yapılmıştır.

ANAYASA MAHKEMESİ: Savunma Sanayii Başkanlığının Yurt Dışı Teşkilatı Kurmaya Yetkili Olmasının ve Başkanlık Personelinin Cumhurbaşkanı Onayı ile Atanmasının Anayasa’ya Aykırı Olmadığına İlişkin Basın Duyurusu

07-12-2020

Anayasa Mahkemesi 15/10/2020 tarihinde E.2018/124 numaralı dosyada, (7) numaralı Savunma Sanayii Başkanlığı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 3. maddesinin üçüncü cümlesinde yer alan “Yurtdışı ve…” ibaresi ile 8. maddesinin (5) numaralı fıkrasının Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal taleplerinin reddine karar vermiştir.

A. Savunma Sanayii Başkanlığının Yurt Dışı Teşkilatı Kurmaya Yetkili Olması

Dava Konusu Kural

Dava konusu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi (CBK) kuralında Savunma Sanayii Başkanlığının (Başkanlık) yurt dışı teşkilatı kurmaya yetkili olduğu belirtilmiştir.

Başvuru Gerekçesi

Dava dilekçesinde özetle, Başkanlığın yurt dışı teşkilatının CBK ile kurulmasının mümkün olmadığı buna karşın dava konusu kuralla yurt dışı teşkilatının kurulması konusunda Başkanlığa yetki verildiği belirtilerek kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

1.Konu Bakımından Yetki Yönünden

Cumhurbaşkanlığına bağlı bir kamu tüzel kişisi olan Başkanlığın teşkilatlanmasına dair düzenleme öngören kural, yürütme yetkisine ilişkin bir hususu düzenlemektedir.

Kural, Anayasa’nın CBK ile düzenlenmesi yasaklanan İkinci Kısım Birinci ve İkinci Bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle Dördüncü Bölümünde yer alan siyasi haklar ve ödevler ile ilgili herhangi bir düzenleme içermemektedir.

Anayasa’nın 123. maddesinin üçüncü fıkrasında kamu tüzel kişiliğinin kanunla veya CBK ile kurulacağı hükme bağlanmıştır. Anayasa Mahkemesinin 12/6/2020 tarihli ve E.2019/105, K.2020/30 sayılı kararında da belirtildiği üzere anılan fıkrada yer alan “…kurulur.” ibaresinin CBK ile kurulan bir kamu tüzel kişiliğinin CBK ile düzenlenmesini de içerdiği anlaşılmaktadır.

Bir tüzel kişiliğin gerçek anlamda kurulduğundan bahsedebilmek için görevleri, teşkilat yapısı gibi unsurların da belirlenmesi gerekmektedir. Teşkilat yapısı, görevleri, çalışma usulü gibi konular düzenlenmeden bir kamu tüzel kişiliğinin faaliyette bulunması düşünülemez.

Bir kurumun merkez ve taşra teşkilatının yanı sıra yurt dışı teşkilatı da teşkilat yapısı kavramına dâhildir. Dolayısıyla CBK ile kurulan bir kamu tüzel kişisinin yurt dışı teşkilatı da dahil olmak üzere teşkilat yapısına yönelik düzenlemelerin CBK ile yapılması mümkündür. Başkanlığın kuruluşu Anayasa’da münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konulardan olmadığı için, kural 104. maddenin on yedinci fıkrasının üçüncü cümlesine de aykırılık teşkil etmemektedir.

Başkanlığın yurt dışı teşkilatının kurulmasına yönelik olarak yürürlükte olan herhangi bir kanuni düzenleme saptanmamıştır. Bu itibarla kural, kanunda açıkça düzenlenen konulara ilişkin değildir.

2. İçerik Yönünden

Cumhurbaşkanı, CBK ile kamu tüzel kişilerinin teşkilatlanması alanında Anayasa'nın temel ilkelerine ve bu alanla ilgili kurallarına bağlı kalmak koşuluyla kamu tüzel kişilerinin teşkilat yapısının ne şekilde olacağını belirleme hususunda takdir yetkisine sahiptir.

Kamu tüzel kişilerinin teşkilatı kapsamında yurt dışı teşkilatı kurulması yetkisi CBK’ya tanınmış olup bu asli yetkinin, başka bir idari işleme bırakılması mümkün değildir. Bununla birlikte yürütme organının CBK çıkarmaya yetkili olduğu konuya ilişkin her türlü ayrıntıyı CBK ile düzenlemesi ve bu düzenlemelerin gereğini bizzat yerine getirmesi gerekmez. CBK ile konuya ilişkin temel kurallar belirlendikten ve genel çerçeve çizildikten sonra yürütme organının bu çerçevenin içinde kalan hususları, düzenleyici nitelikteki diğer işlemlerle belirlemesi ve gerekli tasarrufları da ilgili idareye bırakması mümkündür.

Kuralın, CBK ile oluşturulan söz konusu teşkilatın fiilen faaliyete geçirilmesi için gerekli idari tasarrufların Başkanlık tarafından yerine getirilmesini öngördüğü anlaşılmaktadır. Kural söz konusu yurt dışı teşkilatının doğrudan düzenlenmesiyle ilgili bir yetkiyi bu kapsamda örneğin yurt dışı teşkilatının niteliği, kurulacağı yer, görevleri, yer itibarıyla görev alanı gibi konularda düzenleme yapma yetkisini Başkanlığa tanımamıştır.

Kuralla tanınan yetkinin konuya ilişkin temel kurallar ve genel çerçeve belirlenmeden yurt dışı teşkilatının kurulmasını veya düzenlenmesini içerdiği söylenemez. Bu yönüyle yurt dışı teşkilatına ilişkin doğrudan düzenleme yapma yetkisini Başkanlığa bırakmayan dava konusu kuralın Anayasa’yı ihlal eden bir yönünün bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan nedenlerle kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine karar vermiştir.

B. Savunma Sanayii Başkanlığı Personelinin Atama Usulünü Düzenleyen Fıkra

Dava Konusu Kural

Dava konusu kuralda atama usulüne ilişkin CBK’da belirlenenler dışındaki Başkanlık personelinin Cumhurbaşkanı onayı ile atanacağı, Cumhurbaşkanının bu yetkisini Başkana devredebileceği belirtilmiştir.

Başvuru Gerekçesi

Dava dilekçesinde özetle, Başkanlıkta görev yapacak personelin istihdamına ilişkin kuralların kanunla düzenlenmesi gerektiği, ayrıca kamu kurumlarına personel alımının kamu hizmetine girme hakkı kapsamında olduğu, söz konusu alanda CBK ile düzenleme yapılamayacağı belirtilerek kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

1. Konu Bakımından Yetki Yönünden

Kuralla Başkanlık personelini atamaya yetkili merci düzenlenmekte olup anılan husus yürütme yetkisine ilişkin konu kapsamındadır.

Dava konusu kuralın da yer aldığı CBK’nın 8. maddesinde, Başkanlık personelinin 657 sayılı Kanun’a tabi olduğu belirtildikten sonra, Başkanlıkta 375 sayılı KHK hükümlerine göre sözleşmeli personel ve geçici görevlendirmeyle personel çalıştırılabileceği belirtilmiş; ayrıca 657 sayılı Kanun’un 41. maddesine göre uzman ve uzman yardımcısı istihdam edilmesine de imkân tanınmıştır. Başkanlıkta görev yapacak personel, anılan Kanun ve KHK hükümlerine göre istihdam edilebilecektir. Dava konusu kuralda ise Başkanlık personelini atamaya yetkili merci düzenlenmekte olup personel alım şartlarına ilişkin herhangi bir düzenleme öngörülmemiştir. Bu itibarla kural, kamu hizmetine girme hakkına ilişkin bir düzenleme niteliğinde olmadığından, Anayasa’nın CBK ile düzenlenmesi yasaklanan “Siyasî Haklar ve Ödevler” kapsamında bir düzenleme içermemektedir.

Bir kamu tüzel kişiliğinin teşkilatı, görev ve yetkileri düzenlenirken söz konusu kamu tüzel kişiliğinin görevlerini yürütecek personelin atama usulünün de düzenlenmesi kamu tüzel kişiliğinin kurulmasının zorunlu bir sonucu olarak görülebilir. Dolayısıyla 657 sayılı Kanun ve 375 sayılı KHK hükümlerine göre Başkanlıkta istihdam edilecek olan personeli atamaya yetkili merciin CBK ile belirlenmesinin Anayasa’ya aykırı bir yönü bulunmamaktadır.

Öte yandan Başkanlık personelini atamaya yetkili mercie ilişkin yürürlükte olan herhangi bir kanuni düzenleme saptanmamıştır. Dolayısıyla kural, kanunda açıkça düzenlenen konulara ilişkin de değildir.

2. İçerik Yönünden

Hukuk devletinin temel unsurlarından biri olan belirlilik ilkesinin yürütmenin aslî nitelikteki düzenleyici işlemi niteliğinde olan CBK’lar bakımından da geçerli olduğunda şüphe bulunmamaktadır. CBK’ların da hem kişiler hem idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması gerekir.

CBK’nın 8. maddesinde Başkanlık personelinin 657 sayılı Kanun’a tabi olduğu belirtilmiş, Başkanlıkta istihdam edilecek sözleşmeli personel, geçici olarak görevlendirilecek personel ve uzman personele ilişkin de ilgili Kanun ve KHK hükümlerine atıf yapılmıştır. Dolayısıyla personel istihdamına ilişkin genel bir çerçeve çizilmiştir.

Belirtilen çerçeve kapsamında atama usulüne ilişkin (3) numaralı CBK’da belirlenenler dışındaki Başkanlık personelinin Cumhurbaşkanı onayı ya da Cumhurbaşkanının bu yetkisini Başkana devretmesi üzerine Başkan onayı ile atanmasını öngören kuralda belirsizlik bulunmamaktadır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan nedenlerle kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine karar vermiştir.

KAYNAK: ANAYASA MAHKEMESİ RESMİ WEB SİTESİ

KARARIN TAM METNİ İÇİN TIKLAYINIZ.